Hisler üzerine konuşmaya geldim yine. İşim gücüm hisler çünkü. Nasıl hissettiğim üzerine konuşmayı seviyorum. Tanıyıp bildiğim, yeni tanışıp da sevdiğim hisleri beslemeyi seviyorum. Kabullenmekte zorlandıklarımı, misafir etmeyi sevmediklerimi de yazarak, çizerek, benzeterek ruhumdan uzaklaştırmaya çalışıyorum. Neticede soyut bir şeyi somutlaştırmak çabası kendiliğinden, evvelden.
Geçen akşam bir pastanedeydim yakın arkadaşlarımla. Pastane tam bir pastaneydi. Vanilya kokulu, bol meyveli, sarı ışıklı, yaş ortalaması yüksek ve işlek. Cuma akşamı olunca da bir hayli kalabalıktı. Bir ara sohbetimize ara verince etraftaki sesleri farkettim. Haftanın son gününün yorgunluğu üzerimde, gözlerim yarı kapanıyor ve yüzümde arkadaşlarımla olmanın verdiği bir gülümsemeyle etrafa bakıyordum. Bir an için kendimi misafirliğe gidip de uyuyakalmak üzere ama etrafımda olup biten her şeyden haberim varmış gibi hissettim. Nasıl huzurlu, nasıl doyulmaz bir uyur uyanıklık hali, nasıl tanıdık. Herkesin anlatacak bir şeyi var, her masada başka bir konu, her masada yumuşak kekler, taze demlenmiş çaylar ve yer yer susup etrafa göz atanlar. Her masada neler neler. (“Masa da masaymış ha” geliyor aklıma ama o başka bir yazının konusu.)
Birazdan gitme vakti gelecek ama uykum var; saatten haberim yok. Üzerim örtülmüş, sandelyeler birleştirilmiş ve hatta şanslıysam evin çocuğunun yatağına yatırılmışım; koridorun ışığı açık. Güvendeyim, mutluyum. Sessizlik beni çağırıyor, uyku beni çağırıyor ama içeride hayat son sürat, gürül gürül akıyor. Herkesin anlatacak bir şeyi var. Nefes alışverişlerim yavaşlıyor. Her şey olması gerektiği gibi; başka birinin yatağındayım, başka bir yerdeyim ama her şey yerli yerinde.(Bu da ayrı bir his ama o da başka bir yazının konusu; henüz yazmadığım.)
Birazdan gitme vakti gelecek ama uykum var; saatten haberim yok. Üzerim örtülmüş, sandelyeler birleştirilmiş ve hatta şanslıysam evin çocuğunun yatağına yatırılmışım; koridorun ışığı açık. Güvendeyim, mutluyum. Sessizlik beni çağırıyor, uyku beni çağırıyor ama içeride hayat son sürat, gürül gürül akıyor. Herkesin anlatacak bir şeyi var. Nefes alışverişlerim yavaşlıyor. Her şey olması gerektiği gibi; başka birinin yatağındayım, başka bir yerdeyim ama her şey yerli yerinde.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder