Yol

3 gün önce, 4 gün için evden ayrılıp 13 gün sonra eve döndüm. Kol çantam, sırt çantam ve askıda birkaç kıyafet ile 1.575 km yol gidip, 6 ayrı otel odasında kalıp, olabildiğince plansız, hızla yola çıkarak 3 ayrı şehir gezdim. Bir sürü güzel şey yedim, bir sürü güzel şeyi ilk defa yedim, bozkırda uzunca bir süre hayatta kalmamı sağlayacak kadar deniz kokladım, hiç hesapta yokken, hiç hesapta olmayan şehirlerde ortaokul arkadaşlarımla görüştüm.

Yola çıkmadan önce bir arkadaşıma şöyle demiştim: "Ya ben hep huzuru veya artık her neyi arıyorsam, onu hep evde arıyorum, niye bir kök salma isteği var bende sürekli?" ardından da bu soruyu yine kendim cevaplamıştım: "Belki de sürekli yolda olmam gerekiyordur."

Belki de haklıyımdır. Yolda olmak harika. Yolda olmayı elbette tatmıştım ama plansız olanı ayrı bir güzelmiş. Hadi az eşyayla seyahati yıllardır deniyordum, oluyordu, evet, ama 2 parça eşyayla da seyahat edilebileceğinden emin değildim. Eminim artık. Üstelik çok da pratikmiş. Bir kuru temizlemeci ile kolaylıkla halledilebiliyormuş. Zaten geri kalan her şeye günün neredeyse her saati erişilebiliyormuş.

"Ev" ile bağım kopuyor gibi hissediyorum. Zihnimdeki "ev" ile.



Yollar hiç bitmesin, yeni şarkılar, yeni yerler, eski arkadaşlar, yeni arkadaşlar, yeni lezzetler, yeni sokaklar... Bunu sevdim. Bunu çok sevdim.

2 yorum:

  1. Ev, zihindeki ev, kök salmak, yolda olmak bunlar benim de üzerine kafa yorduğum konular. Güzel bir yazı olmuş , tebrikler:)

    YanıtlaSil
  2. Çok geç bir yanıt olduğunun farkında ve bunun utancı içinde teşekkür ederim : )

    YanıtlaSil