Az Yer Kaplamak
2018'in sonundan beri az yer kaplamaya çalışıyorum. Daha az eşyayla yaşamaya, daha az şey satın almaya ve daha az atık çıkarmaya. Aynı zamanda içindeki yüklerden ötürü hareket ettiremediğim bir yatağa sahip olmaktan, kıpırdatamadığım bir dolaba eşyalar yığmaktan, haddinden fazla desenlerden, karmaşıklıktan ve ruhuma uymayan renkleri hayatımda tutmaktan da rahatsızlık duyuyorum. Rahatsızlık duyduğum, iyi yönde değişmesi gerektiğine inandığım ne varsa da elimden geldiğince iyileştirmeye çalışıyorum. Tatile çıkarken yanıma daha az eşya almaya, dönerken de aynı hafiflikte dönmeye çalışıyorum. Satın aldığım, kullandığım her şeyi evde, yaşam alanımda tutmamaya gayret ediyorum. Okuduğum her kitabın yıllarca kitaplığımda kalmaması gerektiğine inanıyorum.
Bu düşüncemi destekleyen pek çok kavram var aslında. Karbon ayak izi konusu var, sürdürülebilir moda, atıksız hayat, geri dönüşüm... Pek çok konu, bu konuda pek çok tavsiye, pek çok fikir. Burada biraz bunları sıralamak istiyorum. Zaman zaman açıp kendim de okumak için; hatırlamak istediğimden, unutmayayım diye.
Bir de hediye konusu var. Sevdiğim insanlara hediyeler vermeyi fazlasıyla seviyorum. Artık seçtiğim hediyelerin de bu doğrultuda olmasına özen göstereceğim. Kullanışsız bir şeyleri, sevdiğim insanlar için olsa bile satın almayacak, sevdiğim insanların hayatlarında yer kaplamalarına müsade etmeyeceğim.
Şimdilik söyleyeceklerim, yazacaklarım bu kadar. Yine gelecek, zaman zaman eklemeler yapacağım.
Biraz da defter gibi olsun buralar, ne olur sanki.
Mektup
Aklım erdi ereli bir mektup arkadaşım olsun isterim. Hiç mektup arkadaşım olmadığını, bir önceki cümleden anlamışsınızdır tabi. Yazılmış bazı mektuplar okuyorum hayranlıkla.
Aşağıdaki mektup John Steinbeck'in oğluna yazdığı mektup, oğlu aşık olduğunu onlara yazdığında, cevaben.
Sevgili Thom,
Mektubunu bu sabah aldık. Ben kendi bakış açımla cevaplayacağım mektubunu, sonra annen de tabi kendi görüşleriyle.
Öncelikle, eğer aşıksan, bu güzel bir şey, hatta bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Kimsenin bunu küçümsemesine ya da hafife almasına izin verme.
Aşkın çeşitleri vardır. Kimisi bencil, doyumsuz, eogist bir aşıktır, aşkı yalnızca kendini yüceltmek için kullanır. Bu, çirkin ve sakat bir aşk çeşididir. Diğerinde ise içindeki tüm güzellik dışına taşar, şefkat, nezaket, saygı... O kişinin kendine has ve değerli olduğunu kabul edersin. İlk aşk çeşidi seni hasta eder ve kendini küçük ve değersiz hissetmene sebep olur. Ancak ikincisi içindeki gücü ortaya çıkarır ve seni cesur kılar, şu ana dek sahip olduğunu bile düşünmediğin bir bilgelik sunar sana.
Bunun çocuksu bir aşk olmadığını söylüyorsun. Eğer bu kadar derin hisler besliyorsan elbette çocukluk aşkı değildir bu.
Ancak tabi bana ne hissettiğini danıştığını sanmıyorum. Sen herkesten daha iyi bilirsin. Yardım etmemi istediğin şey bu konuda ne yapacağın ve ben bu konuda sana yardımcı olabilirim.
Aşk için çok memnun ve minnettar olmalısın.
Eğer birini seviyorsan -hayır demende de hiçbir sakınca yok tabi ki- şunu hatırlamalısın ki bazı insanlar çok utangaç olabilirler.
Kızlar, erkeklerin ne hissetiğini kolayca anlayabilirler ancak bunu duymak da isterler.
Bazen de hislerine karşılık alamayabilirsin ancak bu, o hisleri daha az değerli ve daha az güzel yapmaz.
Son olarak, neler hissettiğini biliyorum çünkü zamanında aynılarını ben de yaşadım ve senin de bu duyguyu tatmandan ötürü çok mutluyum.
Susan'la tanışmaktan memnuniyet duyarız. Dilediği zaman bizi ziyarete gelebilir. Elaine bu tür düzenlemelerin hepsini yapacaktır çünkü bu onun alanı ve bundan çok memnun olacaktır. O da aşkın ne olduğunu bilir ve belki sana benden daha fazla yardım edebilir.
Kaybetmekten korkma. Eğer doğruysa, gerçekleşir. Önemli olan şey acele etmemektir.Güzel olan hiçbir şey elden gitmez.
Sevgilerimle,
Baban
Aklım erdi ereli bir mektup arkadaşım olsun isterim. Hiç mektup arkadaşım olmadığını, bir önceki cümleden anlamışsınızdır tabi. Yazılmış bazı mektuplar okuyorum hayranlıkla.
Aşağıdaki mektup John Steinbeck'in oğluna yazdığı mektup, oğlu aşık olduğunu onlara yazdığında, cevaben.
Sevgili Thom,
Mektubunu bu sabah aldık. Ben kendi bakış açımla cevaplayacağım mektubunu, sonra annen de tabi kendi görüşleriyle.
Öncelikle, eğer aşıksan, bu güzel bir şey, hatta bir insanın başına gelebilecek en güzel şey. Kimsenin bunu küçümsemesine ya da hafife almasına izin verme.
Aşkın çeşitleri vardır. Kimisi bencil, doyumsuz, eogist bir aşıktır, aşkı yalnızca kendini yüceltmek için kullanır. Bu, çirkin ve sakat bir aşk çeşididir. Diğerinde ise içindeki tüm güzellik dışına taşar, şefkat, nezaket, saygı... O kişinin kendine has ve değerli olduğunu kabul edersin. İlk aşk çeşidi seni hasta eder ve kendini küçük ve değersiz hissetmene sebep olur. Ancak ikincisi içindeki gücü ortaya çıkarır ve seni cesur kılar, şu ana dek sahip olduğunu bile düşünmediğin bir bilgelik sunar sana.
Bunun çocuksu bir aşk olmadığını söylüyorsun. Eğer bu kadar derin hisler besliyorsan elbette çocukluk aşkı değildir bu.
Ancak tabi bana ne hissettiğini danıştığını sanmıyorum. Sen herkesten daha iyi bilirsin. Yardım etmemi istediğin şey bu konuda ne yapacağın ve ben bu konuda sana yardımcı olabilirim.
Aşk için çok memnun ve minnettar olmalısın.
Eğer birini seviyorsan -hayır demende de hiçbir sakınca yok tabi ki- şunu hatırlamalısın ki bazı insanlar çok utangaç olabilirler.
Kızlar, erkeklerin ne hissetiğini kolayca anlayabilirler ancak bunu duymak da isterler.
Bazen de hislerine karşılık alamayabilirsin ancak bu, o hisleri daha az değerli ve daha az güzel yapmaz.
Son olarak, neler hissettiğini biliyorum çünkü zamanında aynılarını ben de yaşadım ve senin de bu duyguyu tatmandan ötürü çok mutluyum.
Susan'la tanışmaktan memnuniyet duyarız. Dilediği zaman bizi ziyarete gelebilir. Elaine bu tür düzenlemelerin hepsini yapacaktır çünkü bu onun alanı ve bundan çok memnun olacaktır. O da aşkın ne olduğunu bilir ve belki sana benden daha fazla yardım edebilir.
Kaybetmekten korkma. Eğer doğruysa, gerçekleşir. Önemli olan şey acele etmemektir.Güzel olan hiçbir şey elden gitmez.
Sevgilerimle,
Baban
Kaydol:
Yorumlar (Atom)
