Geçen gün bir vesileyle insanların sarılma biçimleri hakkında düşündüm. Herkesin kendine has, başka başka sarılma biçimleri var. Sonra hayatımdaki insanları düşündüm. Hayatımda olup da sarıldıklarım, sarılma biçimlerini bildiklerim. Birkaçını hatırlayamadım mesela. Kim bilir neden. Acaba hiç mi sarılmadık, acaba sarılmak mı istemedim o an ya da konuşuyordum da söylediklerimde miydi dikkatim bilmiyorum. Sonra şöyle şeyler çıktı ortaya:
İnsan içinde sarılmaktan hoşlanmayıp tam öncesinde etrafı kolaçan eden, kemiklerimi kırarcasına sarılan, sarılırken rahat olmayan ama sarıldıktan sonra ellerimi kolayca bırakmayan, gün teyzesi gibi alelacele sarılan, üç kere sarılan, iki kere sarılan, sırta bir kaç kez pıt pıt vurmazsa olmayan, tanıdığım en güzel sarılan insan ilan ettiğim, sarılırken gerilen... Gibi. Hayatımdaki insanların sarılma biçimleri.
Acaba ben nasıl sarılıyorum sevdiklerime. Benim sarılma biçimim ne. Bazen sarılmayı çok isteyip de sarılmakdıklarım / sarılamadıklarım oluyor. Nadiren. En çok o insan / insanlar geliyor aklıma bunları düşünürken.
Sarılmak güzel şey. Ümitli şey.
Kaydol:
Yorumlar (Atom)